Doğada hayat bizim yaşadığımız inorganik hayattan çok daha zevkli ve gerçek. Doğadaki yiyeceklerin vücudumuza uyumu oldukça başarılı ancak yapay ürünlerin bedenimiz tarafından sindirilmesi veya emilmesi daha zor bir hale dönüşüyor.
Gün içerisinde farkında olmadan tükettiğimiz katkı maddeleri her gün daha sağlıksız bir hayat yaşamamıza, migren, egzema, kilo problemleri, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarına yol açıyor.
Arının sadece baldan ibaret olmadığını yıllardır biliyoruz, ancak üretilen bu mucizevi besinleri çok da yakından tanımıyoruz. Bu yiyecekleri tanıyalım bakalım nelermiş…
Kraliçe arı sadece arı sütüyle beslenir, diğer arılardan daha güçlü ve 40 yıl kadar daha uzun ömürlüdür. Arı sütü stresi önlemede etkin bir yiyecek olup, enerjinizi arttırarak gün içerisinde kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
Yapılan çalışmalar sonucunda arı sütünde penisilin kadar güçlü bir ilacın neredeyse çeyreği kadar yoğun şekilde antibiyotik madde bulmuşlar. Üstelik arı sütü hiç bir yan etkiye sahip değildir.
Araştırmalar sonucunda arı sütünün mide rahatsızlıklarına iyi geldiği gastrit, ülser gibi rahatsızlığı olan bireylerin arı sütü tüketmeye başlamasıyla etkilerinin azaldığı görülmüş.
Yapılan küçük çalışmalar arı sütünün kısırlık önleyici ve gebelerde enerji verici olduğu yönünde.
Ancak herhangi bir rahatsızlığınız varsa doktorunuza danışmadan kullanmayınız.
Doğada bulunabilecek doğal ilaççların en iyilerinden birisi polendir. Altın renkli mucizevi toz madde çiçekli bitkilerden arılar tarafından toplanır. Polenin en büyük özelliklerinden bir tanesi doğal bir alerji önleyici olmasıdır. Bahar aylarından görülen alerjilerin sebebi polen evet, ancak gene de tüketimi sizin saman nezlesi denen nezleyi yaşamamanızı sağlıyor.
Kronik enfeksiyonları çok sık yaşıyorsanız, besin eksikliği, zayıflık durumlarında tüketebilirsiniz.
İsmi antik bir şehri anımsatsa da kendisi arıların topladıkları besinlerden bir tanesi. Özellikle köknar veya kavak ağaçlarının filiz veya kabuklarında bulunan yapışkan bir madde olarak bilinir. Arılar doğada koruma içgüdüleri yüksek hayvanlar oldukları için bu yapışkan maddeyi kovanlarının iç ve dış kısımlarında koruyucu olarak kullanırlar.
Kovana girmek isteyen her hangi bir yabancı canlı öldürülür ve çürümesini önlemek için propolis ile mumyalanır. Propolis bir organizma içindeki kötü bakterilerin çoğalmasını önleyerek sahip olunan sistemi korumaya alır.
Bu durumda propolis tükettiğimizde kötü bakterilerin öldürüldüğü ve bağışıklık sisteminin güçlendirildiğini söylemek yanlış olmaz.
Aynı zamanda kötü bakterilerin yaşamı sona erdiğinden, vücudumuzda olmasını istediğimiz iyi bakterilerin yaşam alanı artar ve sayıları daha da çoğalır.
İltihap önleyici, artrit hastalıklarında tedavi amaçlı olarak, iltihap önleyici olarak kullanılabilir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin en güzel yöntemlerinden birisi propolis.
KETOJENİK DİYET NEDİR? Öncelikle ketojenik diyetin doğru tanımını yapmak gerekir. Düşük karbonhidrat, yüksek yağlı bir…
Herkese yeni bir günden merhaba, Şeker ile ilgili bir çok sorun yaşıyor, bazen çok tüketiyor,…
Bir çok diyet danışanım bana, sağlıklı beslenmeye başlamadan önce kendilerini yorgun hissettiklerini, enerjilerinin düşük olduğunu…
Havalar soğumaya başlamışken, herkesin aklındaki en önemli problemlerden bir tanesine çözüm olmaya geldim. Konuşup, karar…
Merhabalar, Belki de glisemik indeks ve glisemik yük kavramlarını ilk defa duyuyorsunuz. Ancak çok uzun…
Yaz biterken, herkes de grip sezonu da başladı. Bu grip sürecini daha kolay geçirmek için…