Kış aylarında raflarda sık sık gördüğümüz salatalarda kullandığımız bu küçük turuncular aslında maydanoz ailesinden geliyor.
Güneşe doğru değil de, toprağa doğru büyümelerinden dolayı sivri bir şekilleri vardır ve pek çok çeşidi bulunur. İçinde barındırdıkları fitokimyasallara göre kırk ayrı grupta değerlendirilebilirler.
Havuç tarihi olarak yüzyıllar öncesine dayanır. Orta Asya ve Ortadoğu’ya özgü olan havuç buradan Akdeniz bölgesine ve tüm dünyaya yayılmıştır. Havuç üretimine geç katılmış dahi olsalar, şuanda Çin en fazla havuç üreten ve tüketen ülkedir.
Havuç özellikle beta-karoten açısından oldukça zengindir. Bir su bardağı rendelenmiş havuç sayesinde A vitamini depolarınızı doldurabilirsiniz. Havuç ayrıca lif açısından, B6 ve C vitamini açısından da zengindir.
Havuç özellikle mide rahatsızlıklarında sıklıkla tercih edilen bir sebzedir. Ayrıca Roma imparatorluğu sırasında cinsel performansı arttırması amacıyla çok sık havuç tüketilirmiş. Bugünkü çalışmalar havucun daha bir çok rahatsızlığa iyi geldiğini gösteriyor.
1300 kişi üzerinde yapılan bir araştırma da 70 yaş ve üstü bireylerin günde 1 adet havuç tüketmeleriyle birlikte kalp krizi ve inme riskinin %15 oranında azaldığı görülmüştür. Erken yaşta havuç tüketilmesiyle birlikte kalp krizine bağlı gerçekleşen ölüm oranının azaldığı görülmüştür.
KAretenoit yüklemesi menapoz öncesi göğüs kanseri oranını %20’lere varan düzeyde düşürmektedir. Aynı şekilde idrar yolları, prostat ve yemek borusu kanserinin karetonoidler sayesinde %50’lere varan düşüşleri gözlemlenmiştir.
Düzenli olarak havuç tüketenlerin tüm kanser çeşitlerinden korunduğunu söyleyebiliriz.
Özellikle sigaranın vücutta ve özellikle akciğer de oluşturduğu zararı düzenli havuç tüketenler de daha az görülmüştür. Akciğer kanserine karşı da büyük bir faydası olduğu bilinmektedir.
Havuçu dilimlediğiniz zaman da şekil itibariyle gözün yapısına benzer, beta karoten sayesinde özellikle gece görüşünü korumaya yardımcıdır. Beta karotenin güçlü antioksidan etkisi, gelecek yaşlarda yaşanabilecek sarı nokta hastalığına ve katarakt hastalığına karşı büyük bir koruyucudur.
KETOJENİK DİYET NEDİR? Öncelikle ketojenik diyetin doğru tanımını yapmak gerekir. Düşük karbonhidrat, yüksek yağlı bir…
Herkese yeni bir günden merhaba, Şeker ile ilgili bir çok sorun yaşıyor, bazen çok tüketiyor,…
Bir çok diyet danışanım bana, sağlıklı beslenmeye başlamadan önce kendilerini yorgun hissettiklerini, enerjilerinin düşük olduğunu…
Havalar soğumaya başlamışken, herkesin aklındaki en önemli problemlerden bir tanesine çözüm olmaya geldim. Konuşup, karar…
Merhabalar, Belki de glisemik indeks ve glisemik yük kavramlarını ilk defa duyuyorsunuz. Ancak çok uzun…
Yaz biterken, herkes de grip sezonu da başladı. Bu grip sürecini daha kolay geçirmek için…