Yeşillik Güzeli: Maydanoz

Maydanoz, kereviz ve havuçla birlikte maydanozgiller ailesine aittir. LAtince’de kaya anlamına gelen ve bitkilerin kayalık bölgeleri tercih etmesi sebebiyle Petraselonium olarak anılmaktadır. Ekilebilen bir çok değişik türü bulunan maydanozun kıvırık ve düz yapraklı halini marketlerde bulabiliyoruz.

Maydanozun tarihi 2000 yıldan daha öncesine dayanmaktadır. Akdeniz bölgesi ilk ortaya çıkış yeri olarak görülmektedir. Yunanlıların sıklıkla yemeklerinde kullandığı ve Romalıların ağız kokusu için tercih ettiği bu sebze, olimpiyat oyunlarında bile yer almıştır.

Mücadelelerde, spor müsabakalarında, ölümler kahramanların üzerini ve kafasını maydanoz ile süslerlerdi.

Maydanoz dünyanın her yerinde yetişebilen bir sebzedir. Saksıda bile ekerek elde edebilirsiniz. Ticari anlamında ise en çok Amerika’da üretilmektedir.

NEDEN MAYDANOZ TÜKETMELİYİM?

Maydanoz C vitamini, iyot, demir ve bir çok mineralin daha kaynağıdır. Fitoöstrojen yapısı sayesinde kansere karşı koruyucu ve önleyici etkileri vardır.

Türkiye’de diyabet hastalarının sıklıkla tercih ettiği otlardan birisidir.  Bir çalışmada, şeker hastası farelere maydanoz verildiği zaman hücre koruyucu seviyerleri arttırırken, kan glikozunu azalttığı görülmüştür. Maydanoz ekstresinin şeker hastalığına yol açan karaciğer toksin seviyesini de düşürdüğü görülmüştür. Yüksek klorofil oranı sayesinde nefes ferahlatıcı ve idrar söktürücü özelliğe sahiptir.

Eğer kiloya ek olarak ödem problemi yaşıyorsanız maydanozu sıklıkla tüketerek ödem sorununuzdan kurtulabilirsiniz.

Eğer maydanozu taze olarak hızlıca tüketemiyorsanız, kuru halini de tıpkı nane de olduğu gibi tüketebilirsiniz.

Maydanoz tabaklara hem şıklık hem garnitür hem de işlevsel görevle eklenir. İşlevi yemekten sonra ağızda oluşan kokuları gidermek için tüketmektir.